بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَبْصَٰرُهَا خَٰشِعَةٌ ٩

(saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir.

– Hasan Basri Çantay

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ ١٠

Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»?

– Hasan Basri Çantay

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًا نَّخِرَةً ١١

«Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ ١٢

Dediler: «Öyle ise bu (yeni hayâta dönüş) ziyanlı bir dönüşdür».

– Hasan Basri Çantay

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ ١٣

Fakat o, ancak bir tek haykırışdır.

– Hasan Basri Çantay

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ١٤

Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

– Hasan Basri Çantay

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ١٥

Sana (Habîbim) Musânın haberi geldi (değil) mi?

– Hasan Basri Çantay

إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى ١٦

Hani Rabbi ona mukaddes «Tuvaa» vadisinde (şöyle) nida etmişdi :

– Hasan Basri Çantay

ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ١٧

«Fir'avna git. Çünkü o, pek azmışdır».

– Hasan Basri Çantay

فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ ١٨

Onun için de ki : «(Küfürden, azgınlıkdan) temizlenmende meylin var mı senin»?

– Hasan Basri Çantay

وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ ١٩

«Ve seni Rabbin (i tanıtmıya) irşâd edeyim ki (Ondan) korkasın».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu